26 Mart 2017 Pazar

OSMANLI’NIN YIKILIŞ NEDENLERİ / 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar

İngiliz derin devletinin, tarih boyunca, farklı coğrafyalarda hakimiyet elde etmek, isyanlar çıkarabilmek, darbeler inşa edebilmek, hükümetler devirebilmek ve farklı ülkelerde sapkın ideolojileri yaygınlaştırabilmek için kullandığı en etkili yol münafıklar olmuştur. İngiliz derin devleti, hedeflediği ülkelerde genellikle hep kendisine küçük menfaatler karşılığında tamah eden, ezik karakterli ve aşağılık kompleksi içindeki kişileri seçer. Bu kişiler, yaşadıkları kompleks nedeniyle, zaten yancılık yapacak derecede İngiliz hayranıdırlar. Onlara vaat edilen küçük görevler, ikram edilen cüzi miktarda bir ücret veya geleceğe dair hiç gerçekleşmeyecek bir vaat, bu kişilerin her türlü hayasızlığı yapmasına yetecektir. Söz konusu kişiler, bu küçük menfaatler için vatanını satan, dinini terk eden ve her türlü kalleşliği yapan yancı münafıklardır.
İngiliz derin devleti, söz konusu yancıları Hindistan’ı hakimiyeti altına alırken de kullanmıştır; bir kısım Arapları Osmanlı’ya karşı isyana teşvik ederken de. Söz konusu münafıklar, Osmanlı’nın yıkılışında da en etkili elemanlar olmuştur. Ancak vatanını satan münafık tehlikesini, sadece Osmanlı yıkılış dönemlerine ait bir tehlike olarak görmek oldukça sakıncalıdır. Bu münafıklar halen vardır. İngiliz derin devleti, günümüzde de münafıkları özenti, ezik ve yancı karakterlerinden hemen teşhis etmekte ve kısa sürede ağına düşürmektedir. Bu kişiler, Irak ve Suriye gibi ülkelerin bugünkü korkunç durumunun da başlıca müsebbibidirler. Aynı durum ülkemiz için de geçerlidir. Ülkemizde de İngiliz derin devletine yancılık peşinde olan, sıradan menfaatler karşılığında vatanını satan aşağılık karakterli münafıkların sayısı az değildir. Tarihte olup bitenlerden de ders çıkararak bu hain karakterdeki kişileri iyi teşhis etmek önem taşımaktadır.

Osmanlı’nın İngiliz Yancıları

İngiliz derin devleti, Osmanlı Devleti’nin kendi içinde bir birlik olmasını engelleyecek her akımı desteklemiştir. “Jön Türk” ve “İttihat ve Terakki” hareketlerini kuran, büyüten ve iktidara getiren İngiliz derin devletidir. Merkezi hükümeti zayıf düşürecek Tepedelenli Ali Paşa İsyanı’nı, Mithat Paşa Darbesi’ni, 31 Mart Ayaklanması’nı planlayan ve uygulamaya koyan yine İngiliz derin devletidir.
İngiliz derin devleti, bu kadrolarının yanında, her dönem yerel destekçiler de bulmuştur. Şahsi menfaatlerini İslam aleminin ve Devleti Ali’nin menfaatlerinin üzerinde tutan “İngiliz dostları”, Londra mahzenlerinde İngiliz derin devletinin Osmanlı aleyhine hazırladığı sinsi planların uygulayıcıları olmuşlardır. İngiliz derin devleti, aslında tarihin her döneminde, sömürmek istediği ülkelerden bu tip vatan haini münafıkları kolaylıkla bulmuş ve onları istediği gibi kullanmıştır. Osmanlı içinde de bunları bulmak zor olmamıştır.
İngiliz derin devleti diplomasisinin, Osmanlı’daki nüfuz ajanları hakkında bazı bilgiler verelim:
İngiliz Said Paşa
idd 262 Yancilar ingilizSaidPasa 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar
İngiliz Said Paşa











İngiliz hayat tarzına olan hayranlığı sebebiyle “İngiliz” lakabını alan Said Paşa, 19. yüzyılda yenilgiyle sonuçlanan birçok savaşta görev almıştır.
Said Paşa, İngiltere’de donanma eğitimini tamamladıktan sonra, Osmanlı Donanması’nda Bahriye Nazırı görevine kadar yükselmiştir. 93 Harbi sırasında Osmanlı donanmasından sorumludur. Donanmanın savaş sırasındaki ihmallerinden dolayı, 5 ay içerisinde başkent düşme aşamasına gelmiştir. Durum Osmanlı için faciadır; bütün Bulgaristan, Kuzey Yunanistan, Makedonya ve Sırbistan, Rusya ve müttefiklerinin eline geçmiştir.
93 Harbi’nin kaybedilmesindeki bir diğer neden de Tuna Nehri’ndeki Türk donanmasının yaptığı hatalardır. Bu dönemde donanmanın başında İngiliz Hobart Paşa vardır. İngiliz hayranı İngiliz Said Paşa ise sadrazamdır. Rus ordusunun Balkanlardan İstanbul’a gelmesini engelleyecek tek savunma hattı, Tuna boyudur. Fakat nehirdeki donanmamız, İngiliz amiralin Osmanlı’ya değil İngiliz derin devletine hizmet etmesinden dolayı yenik düşmüştür.
Savaşın sonunda Rus ordusu, Yeşilköy’e gelip İstanbul’u işgal edecek hale gelmiştir. Romanya ve Sırbistan bağımsızlık ilan etmiştir. Bulgaristan Krallığı kurulmuştur. Kars, Ardahan, Batum Ruslara geçmiştir. Kafkasya’da, Türk hakimiyeti kalıcı olarak bitmiştir. Yaklaşık 1.5 milyon Çerkez, Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştır. İngiltere, Kıbrıs’ın yönetimini almış ve Ada ilerleyen süreçte İngiliz derin devletinin idaresi altında, Ermeni isyanlarında lojistik merkez olarak kullanılmıştır.
İngiliz Said Paşa daha sonra Zeytun (Ermeni) İsyanları sonrasında bölgede yapılacak ıslahat hareketlerinden sorumlu kılınmıştır. Bölgede yaşananlar, İngiliz derin devleti ve Ermeniler bölümünde daha detaylı anlatılmıştır.
Abdullah Cevdet
idd 263 Yancilar AbdullahCevdet 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar
Abdullah Cevdet










Abdullah Cevdet, Osmanlı’da Darwinizm’in yayılması için en çok uğraşan kişilerden biri olmuştur. Gençliğinde dindar olmasına rağmen Tıbbiye’de okumaya başladıktan sonra materyalist-Darwinist ideolojinin etkisi altına girmiştir. Özellikle onun döneminde Osmanlı’da biyolojik materyalizm Tıbbiye öğrencileri arasında çok yaygınlaşmıştır. Yazılarında, “zamanla dinin yerini biyolojik anlamda materyalizmin alacağı” yanılgısını ispatlamaya uğraşmıştır.
Cevdet, aynı zamanda İngiliz Muhipler Cemiyeti’nin kurucularından olmuştur. İngilizlerle işbirliği yapan Kürdistan Teali Cemiyeti’nde de önemli roller almıştır. Kadınlara ilk kez genelev vesikası verilmesi uygulamasını başlatan Abdullah Cevdet’tir. Çanakkale Savaşı ile ilgili olarak “medeniyet kapımıza kadar geldi, biz geri teptik” yorumunu yapmıştır.97
Abdullah Cevdet, Mekteb-i Tıbbiye öğrencisi iken, Ohrili İbrahim Etem (Temo)’nun öncülüğünde, Konyalı Hikmet Emin, Diyarbakırlı İshak Sukuti ve Kafkasyalı Mehmet Reşit ile birlikte, 1890 yılında “İttihad-ı Osmani Cemiyeti”ni kurmuştur. Bu cemiyet birkaç sene sonra “İttihat ve Terakki”ye dönüşecektir. İngiliz evrimci Lord Cromer’in kontrolündeki Mısır’da, 1908’de Reinhart Dozy’nin Essai sur l’Histoire de l’Islamisme adlı iki ciltlik kitabı Tarih-i İslamiye başlığı ile çevirip yayımlamıştır. Dinimiz ve Sevgili Peygamberimiz (sav) hakkında iftiralar ile dolu olan bu kitap, Osmanlı kamuoyunda büyük infiale yol açmıştır [Sevgili Peygamberimiz (sav)’i tüm iftiralardan tenzih ederiz]. 1900’lü yılların başında yazdığı makalelerde Osmanlı’nın İngiliz güdümüne girmesini savunmuştur. Açıklamalarında, İngiltere’nin, “dünyanın en medeni olan ve en namuskârâne idare edilen hükümeti” olduğunu iddia etmiştir.98
Gazeteci ve yayıncı Zekeriya Sertel, Abdullah Cevdet’in İngiliz ajanı olduğunu ve arkadaşları ile yaptığı bir toplantıyı ihbar ettiğini yazmıştır.
Abdullah Cevdet, İngiliz emperyalizminin İspanya ile ilişkilerini örnek vermekte ve “büyük devletlerin yaratmaya çalıştıkları etki alanlarından birisinin içerisine girmek kaçınılmaz olacağına göre, bunlardan İngilizleri tercih etmek gerekmektedir.” demiştir.99
Bu arada İngilizlerin desteklediği Bahailiğin (Kürdistan gazetesi Kahire’den destekli Bahai yayınevinde basılıyordu) Abdullah Cevdet tarafından ön plana çıkarıldığı da bilinmektedir.
Mithat Paşa
Mithat Paşa, İngiliz derin devletinin kışkırtmasıyla Osmanlı Devleti’ni Rusya ile savaşa sokmuştur. Sultan Abdülaziz’in devrildiği ve şehit edildiği darbenin 3 mimarından biridir. Darbe öncesi cuntanın iktidara gelebilmesi için halk ayaklanmasını başlatan da Mithat Paşa’dır. Mithat Paşa, darbeyi İngiliz elçisi Elliot ile birlikte planlamıştır.100
Mithat Paşa ilk sadrazamlığında Mısır’a dış borçlanma yetkisi veren fermanı imzalayarak Mısır’ın İngiliz hakimiyetine girmesine de sebep olmuştur. II. Abdülhamit döneminin İngiliz casusu olarak tanınan Armin Vambery, Mithat Paşa’nın Fransızca öğretmenidir.
idd 264 Yancilar KamilPasa 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar
Kamil Paşa










Bağdat Valiliği sırasında Mithat Paşa’nın, Kuveyt Emirliği’nin İngilizlerin kontrolüne geçmesi yönünde de faaliyetleri olduğu bilinmektedir.
Kamil Paşa
4 ayrı dönemde toplam 9 yıl sadrazamlık yapmış olan Kamil Paşa’nın lakabı İngiliz Kamil’dir. 1851 yılındaki Londra’daki fuar ziyaretinden ölümüne kadar İngiliz hayranı olmuştur. Bu hayranlık casus raporlarından, elçilik bilgi notlarına kadar düşmüş ve alenileşmiştir. Son sadrazamlık görevi Enver Paşa’nın kafasına silah dayaması ile bitmiştir.
İstifasından sonra İngiliz hakimiyetindeki Mısır’a, Mısır’ın yöneticisi ve dostu İngiliz Lord Kitchener’in yanına gitmiştir. İzmir Valisi iken Rodos’a tayin edilince İzmir’deki İngiliz Konsolosluğu’na sığınmıştır. Padişah’ın şahsı ve İngiltere adına resmen teminat vermesi üzerine İstanbul’a dönmüştür. Bundan sonra İngiltere Hükümeti’nin himayesinde bir Osmanlı vatandaşı olarak İstanbul’da yaşamıştır.
Kamil Paşa İzmir Valisi iken İngilizlerle birlikte İzmir’de, Mısır benzeri özerk bir bölge oluşturulması için çalışmıştır. Tarihçiler bu konuda II. Abdülhamit’in de kendisine gizlice destek verdiğini yazmaktadırlar.
Damat Ferit Paşa
idd 265 Yancilar DamatFeritPasa 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar
Damat Ferit Paşa











Damat Ferit Paşa, daha Hariciye Nazırlığında bir memur iken, Londra Büyükelçiliği’ne atanmak istemiştir. Sevr Antlaşması’nı, Osmanlı Devleti adına imzalayan kişidir. İngilizlerin talimatıyla İstanbul’daki askeri cephaneliklerde bulunan 90 bin kasa cephaneyi denize döktürmüştür. Kuvayı İnzibatiye adlı, Ahmed Anzavur gibi çapulculardan oluşan bir orduyu Ankara’ya bağlı birliklere karşı savaşmak üzere Anadolu’ya göndermiştir. İngiliz Muhipler Cemiyeti’nin kurucuları arasındadır. Atatürk ve kurmayları hakkında idam fetvası yayınlatmıştır. Fetva, Dürrizade Abdullah Efendi tarafından 11 Nisan 1920 tarihinde yayınlanmıştır.101
Son sadrazam Tevfik Paşa’ya göre Ferit Paşa “alafrangalıkta Frenkleri bile geçmiş idi.” Vefatında Tevhid-i Efkâr Gazetesi’nde çıkan bir yazıya göre:
Londra’dan avdetinde (dönüşünde) alafrangalaşmış (Batılılaşmış) ve nihayet adeta Müslümanlığa düşman kesilmişti. Sözlerinde, nutuklarında ve yazılarında hep Yunan ve Latin darbımesellerinden (atasözlerinden), hurafatından (hurafelerden) ve rivayetlerinden (mitolojinden) bahsederdi. (…) Hulasa (Özet olarak) tamamen garpleşmiş (Batılılaşmış), fakat milliyet hislerinden tamamen mahrum kozmopolit ruhlu bir adam idi.102
Mahmud Raif Efendi
Londra Büyükelçiliği’nde başkatiplik görevinde bulunan ilk diplomattır. İngiliz hayranlığı nedeniyle İngiliz Mahmut lakabıyla anılmaktadır. 1808 Kabakçı Mustafa İsyanını başlatan kişidir. İsyanda ilk öldürülen kişi de o olmuştur. Bu isyanda, III. Selim önce tahttan indirilmiş daha sonra da öldürülmüştür. Yerine geçen IV. Mustafa döneminde İstanbul 1.5 sene çapulcuların kontrolünde kalmıştır. Bu dönemde Arabistan’da Vahabilik isyanı çıkmış ve Osmanlı iç karışıklıklardan dolayı uzun süre bu isyanı bastıramamıştır. Bu isyanın etkileri günümüzde hala devam etmektedir. Raif Efendi’nin, İngiltere seyahati gözlemleriyle ilgili kitabı, İngiliz yaşam sistemine olan hayranlık ifadeleri ile doludur.
Genç Osmanlılar ya da Yeni Osmanlılar
Sultan Abdülaziz döneminin muhalifleri, Genç Osmanlılar adı altında organize olmuşlardır. Mithat Paşa, 1876 darbesini yaparken, Genç Osmanlılar cemiyetinin başkanıdır. Ali Suavi de hemen birkaç yıl sonraki Çırağan Baskınını, İngiliz ajanı eşi ile birlikte planlamıştır. Jön Türkler ve İttihat ve Terakki’nin temelleri bu cemiyettir. Genç Osmanlılar cemiyetinin üyeleri, Osmanlı devletinin ancak İngilizlerin yardımıyla kurtulabileceğine inanmışlardır.
idd 266 DamatFeritGazete 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar
Mustafa Kemal Atatürk, İngiliz yanlısı Damat Ferit’e yönelik çok defa ihtarda bulunmuş, İngiliz mandasının kabul edilemeyeceğini açıkça belirtmiştir.
Jön Türkler, İsmail Kemal Bey ve Damat Mahmut Celaleddin Paşa
Genç Osmanlılar Cemiyeti’nin devamı olarak kurulan akımdır. Bu akım, daha sonra İttihat ve Terakki komitesine dönüşecektir. Jön Türklerin birçoğu da İngiliz derin devletinden himaye ve destek görmüştür. 1899 yılı sonlarında önce İsmail Kemal Bey, ardından Damat Mahmud Celaleddin Paşa ve oğullarının Avrupa’ya firarları ile Jön Türk hareketi İngiltere yanlısı bir çizgiye gelmiştir. Jön Türklerin içinden, Osmanlı’ya İngiliz müdahalesinin gerektiğine inananlar, Osmanlı Hürriyetperveran Cemiyeti’ni kurarak İngiliz desteğiyle darbe yapmaya çalışmışsa da başarılı olamamışlardır.
idd 268 Yancilar JonTurkKongresi 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar
Paris’te düzenlenen 1. Jön Türk Kongresi’nde çekilen bir resim.
31 Mart Vakası’nın arkasındaki isimlerden kabul edilen Prens Sabahattin, Damat Mahmut Celalettin Paşa’nın oğludur. Darbe sonrası kurulacak Osmanlı devlet sisteminin, İngiliz sistemine benzer bir model olmasını savunmuştur. Bir başka Jön Türk, İngiliz Ali lakaplı Ali Rıza Bey’in oğlu Ahmet Rıza, Sarayburnu’na doğru giden İngiliz elçisinin arabasını çeken atları çözüp kendini bağlamıştır. İngiliz hayranlığı, söz konusu yancıları bu raddeye getirebilmektedir.
Bütün bunlara rağmen İttihat ve Terakki iktidara geldiğinde, İngiltere’den beklediği desteği görememiştir. Çünkü İngiliz derin devletinin gerçek amacı, Osmanlı’da muhalefeti ve radikal devlet karşıtı girişimleri destekleyerek İmparatorluk yönetiminde kargaşa ortamı oluşturmaktır. Bunu da büyük ölçüde başarmışlardır.
idd 269 JonTurk 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar
İngiliz derin devleti tarafından kullanılan Jön Türkler’e ait bir afiş.
Derviş Vahdeti ve 31 Mart Ayaklanması
31 Mart Ayaklanması’nın en önemli liderlerinden olan Derviş Vahdeti, Kıbrıs’ta devşirilmiş bir İngiliz ajanıdır. Ayaklanma öncesinde, sahibi olduğu Volkan Gazetesi’nde sürekli olarak dinin elden gittiğine yönelik kışkırtıcı yazılar yazmıştır. Sadrazam İngiliz Kamil Paşa da aynı gazetenin yazarıdır. Vahdeti, ayaklanma sırasında Sultanahmet’te toplanan halkı ateşlendirecek uzun söylevler vermiştir. “Şeriat isteriz” diyerek yola çıkan Vahdeti, ülkenin ikiye bölünmesini ve ordunun iktidara el koymasını sağlamıştır. Oysa kendisi dindar değildir.
Gazetesinde, Kıbrıs’ın İngilizlerin yönetiminde küçük bir İsviçre haline geldiğini iddia ederek övünmektedir.
Derviş Vahdeti’nin İngilizlerle ilişkisi ve İngiltere’nin 31 Mart Vakasındaki rolü hakkında, dönemin genç gazetecilerinden Ahmet Emin (Yalman), hatıratında şunları yazmıştır:
…Derviş Vahdeti adlı Kıbrıslı sarhoş arzuhalci, İngiliz haberleşme servisleri tarafından seçilmiş, ihtilalci ajan olarak yetiştirilmiş, Volkan Gazetesi’ni ve İttihadı Muhammedi Cemiyeti’ni kurmak, yürütmek ve ortalığı ateşe vermek maksadı ile sahneye çıkarılmıştı. Volkan, görünüşte İslamcı, özgürlükçü, hümanist bir yayın politikası izliyor ve asıl görevi olan İngiliz taraftarlığını bu şekilde kamufle ediyordu. Bu, “İngiliz casuslarının kullandığı klasik bir yöntemdi”.103
idd 270 Yancilar DervisVahdet 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar
Derviş Vahdeti













Vahdeti, gerçekte dindarlıkla hiçbir ilgisi olmayan bir Darwinist’ti. Fakat İngiliz derin devletinin ona verdiği görev icabı dindar bir görünüme bürünüp şeriat yanlısı bir hareketin başını çekmiş ve büyük bir ayaklanma çıkarabilecek kadar etkili olmuştur. Yazar Sina Akşin, Vahdeti’nin temel niteliklerini şöyle belirtmektedir:
İslamiyetçi nitelik, hürriyetçi ve Kanun-u Esasî düzeninden yana olmak ve insaniyetçi ve medeniyetçi nitelik… Vahdetî yazılarında Dreyfus, Zola ve Darwin’i anacak kadar Batı bilginlerinden haberlidir… Fedâkârancı niteliğe sahip olup eski sürgün ve kaçkınları korur. Derviş, başta Ahmet Rıza olmak üzere, İttihat ve Terakki Cemiyeti sivil ileri gelenlerinin şiddetle aleyhindedir. Buna karşılık Sabahattin Bey ve onun düşünceleriyle Kâmil Paşa’yı tutmaktadır. Bu tutuma paralel olarak da İngiliz taraftarlığı söz konusudur. Derviş’e göre güdülecek en doğru siyaset İngiliz siyasetidir.104
31 Mart Vakası, Vahdeti’nin, İngilizlerle birlik olup oluşturduğu bir senaryodur. Asıl amaç daima, ülke içinde karışıklık çıkarıp Osmanlı’nın zayıflamasını sağlamak olmuştur. Vahdeti’nin, İngiliz ajanlar tarafından desteklenmesi şu şekilde anlatılır:
Olayların çıkmasında birinci derecede aktif rol oynayan Derviş Vahdetî, ayaklanmayı hazırlamak için elinden gelen her şeyi yapmış, kurduğu İttihadı Muhammedî Cemiyeti ve onun yayın organı olan Volkan Gazetesi, diğer muhalefet partileriyle basını, İttihat ve Terakki Partisi’ne karşı kışkırtmada başarılı olmuştu. Bütün bu bozguncu faaliyetlerinde de Kıbrıslı Kâmil Paşa ile İngiliz ajanları tarafından desteklenmişti.105
İngiliz Muhipler Cemiyeti ve İşgal İstanbul’unda İngiliz Dostları
İngiliz Muhipler Cemiyeti (İngiliz Sevenler Cemiyeti), Osmanlı devlet adamlarının İngiltere yanlısı duruşlarının geldiği en üst noktadır. Cemiyet, İstanbul ve Anadolu’nun işgal edildiği bir dönemde kurulmuş ve bağımsızlık hareketinin bastırılmasında İngilizlerle saf tutmuştur. Cemiyetin faaliyetleri ile ilgili detaylara İstanbul’un işgali bölümünde değinilecektir. Bu bölümde, cemiyet üyesi siyasetçiler ve “İşgal İstanbul’undaki” siyaset alanındaki etkisi konu edilecektir.
Cemiyetin kurucularından Damat Ferit’in yerine sadrazam olan Tevfik Paşa da, benzer şekilde İngiliz yanlısıdır. Göreve başlarken ilk demecinde, “İngiltere ile eski dostluğumuzun yeniden kurulmasını” hedeflediğini bildirmiştir.
Tevfik Paşa, 22 Kasım 1919’da Londra’da büyükelçilik görevindeyken de “Osmanlı ile İngiltere arasında savunma üzerine bir birlik kurmayı” düşündüğünü, “Türk ulusunun, Padişah’tan halka dek Büyük Britanya’ya güveni olduğunu ve bu güveni başka herhangi bir ulusa besleyemeyeceklerini” söylemiştir. Bu ifadeleri verdiği sırada İngiltere, Paris Konferansı’nda Sevr Anlaşması’nı hazırlamakta ve Osmanlı İmparatorluğu’nu kağıt üzerinde paylaşmaktadır.
Tevfik Paşa, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a; “Zatı Şahanenin (Padişah’ın) kendi ülkesiyle taç ve tahtı için tek umudun, Türkiye ile Büyük Britanya arasındaki eski ilişkilerin yeniden canlanmasında olduğuna şiddetle inandığı ve bu konu için düşünülebilen biçimlerin en iyisiyle uyuşmaya hazır bulunduğunu” söylemiştir.
idd 272 IngilizMuhipler 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar
İngiliz Muhipler Cemiyeti-1919, İstanbul
Kurucu ve Yöneticiler: Eski Dahiliye Nazırı Memduh Paşa, Şehremini Cemil Paşa, Ahmet Zülüfkül Paşa, Ali Rüştü Efendi
İngiliz Muhipler Cemiyetine üyelik kartı
Tevfik Paşa’nın barış önerisi şöyledir:
İngiltere ile Osmanlı arasında bir antlaşma imzalanacaktır. Antlaşma gereğince, Osmanlı, bütün ulusların yararına yansız olarak Boğazların serbestisinin korunmasını İngiltere’ye bırakacaktır. İngiltere, bu amaçla kendi askerlerini ya da Türk jandarmasını kullanabilecektir. Türk Hükümeti, Türk jandarmasını İngiltere’nin buyruğuna verecektir. Dahası Boğazların serbestisini korumak için gerekli toprak şeridinin yönetimi İngiltere’nin eline verilecektir… Böyle bir antlaşma, İngiltere’nin Hilafete düşman olduğu ve Türkiye’yi yıkmak istediği yolundaki Hindistan’da ve öteki yerlerde yaygın olan düşünceyi, hemen ve bir daha canlanmamak üzere silecektir. Antlaşma, bu düşüncenin tam tersinin parlak bir kanıtı olacak ve İngiltere’nin, Hilafetin koruyucusu ve dostu olduğunu bütün İslam dünyasına açıklayacaktır.106
Mütareke sonrası İstanbul’da ilk hükümeti kuran Ahmet İzzet Paşa da, Kuva-yi Milliye’yi gereği gibi benimseyememiş; Ankara’ya söz vermesine karşın İstanbul hükümetlerinde görev almıştır. İngiliz işgal kuvvetleri subaylarından John Godolphin Bennett’le görüşmesinde; “Britanya’nın Türkiye ile dost olma isteğinde olduğuna inanabilmesi durumunda, Mustafa Kemal’i, Britanya Başkomutanı ile buluşturarak, Yunanların Anadolu’yu boşaltmaları konusunda bir uzlaşma sağlanması için bütün gücünü kullanacağını ve onu inandırmaya çalışacağını” söylemiştir. Açıktır ki, Yunanların Anadolu işgali, tümüyle bir İngiliz derin devleti planıdır ve derin devlet elemanları bunu istedikleri zaman durdurabilmektedirler. Sevr ve Lozan Antlaşmalarının incelendiği bölümlerde, bu gerçek detaylarıyla anlatılacaktır.

Osmanlı Siyasetinde İngiliz Emperyalizminin Sadık Yancıları

Osmanlı’nın çöküşe yaklaştığı yıllarda, aslında İstanbul Hükümeti, en tepeden en aşağıya kadar, çoğunlukla, devletin geleceğinin İngilizlerle ittifakta olduğunu düşünen siyasetçilerden oluşmaktaydı. Bu kişiler, istikballerinin İngiliz emperyalizmine sığınmakla kurtulacağına inanmaktaydılar.
Örnek vermek gerekirse;
Hariciye Nazırı Mustafa Reşid Paşa, İngiliz Yüksek Komiseri Webb’e, kendisi ve hükümetteki arkadaşları, Sultan ve geniş bir halk kesimi adına genel isteğin İngiltere tarafından yönetilmek olduğunu söylemiştir.107
Dahiliye Nazırı Ali Kemal ise İngiliz Amiral Calthorpe’a, kurtuluş yolunu, “ne şekilde olursa olsun, İngiliz güdümünde” gördüğünü söylemiştir.
Kısa dönem Dâhiliye Nazırlığı yapmış olan barış kurulu üyesi Ahmet Reşit (Rey); “Britanya liderliğinin kabulünü Damat Ferit adına” dilerken, “şimdiki hükümetin sürekli siyasası; Türk devletinin Büyük Britanya’nın yardımına güvenmesi temeline dayanmasıdır”, ifadelerini kullanmıştır.
Fahri başkan olarak da Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi’yi seçen İngiliz Muhipler Cemiyeti hakkında Atatürk, Nutuk’ta şunları yazmıştır:
İstanbul’da önemli sayılabilecek kuruluşlardan biri, İngiliz Muhipleri Cemiyeti idi. Bu addan, İngilizlere dost olanların kurduğu bir dernek anlaşılmasın. Bence, bu derneği kuranlar kendi şahıslarını ve kendi çıkarlarını gözetenlerle, kendi çıkarlarının korunma çaresini Lloyd George Hükûmeti aracılığıyla İngiliz himâyesini sağlamakta arayanlardır. Bu zavallıların, İngiliz Devleti’nin Osmanlı Devleti’ni bir bütün olarak korumak ve himaye etmek isteğinde olup olamayacağını bir defa olsun dikkate alıp almadıkları üzerinde düşünülmeye değer.
Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı Padişah’ı ve Halîfe-i Rûy-i Zemîn unvanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı olan Ali Kemal, Âdil ve Mehmet Ali Beyler ile Sait Molla bulunuyordu. Dernekte Rahip Frew gibi İngiliz milletinden bazı macera heveslileri de vardı. Yapılan işlemlerden ve gösterilen faaliyetlerden anlaşıldığına göre derneğin başkanı Rahip Frew idi.108
Görülebildiği gibi Mustafa Kemal Atatürk de, Osmanlı içindeki İngiliz derin devleti ajanlarını ve hayranlarını gayet iyi görmüş ve bu kişilerinin yegane amacının Osmanlı’yı parçalamak olduğunu hemen tespit etmiştir. Planın büyüklüğünü gören Atatürk, devletin bütünlüğünü koruma ve kurtarma planını da buna göre yapmış ve gerçek vatanseverlerle birlikte Kurtuluş Mücadelesini başlatmıştır.
idd 276 DomabahceSarayi Ayet 008039 4. İngiliz Derin Devletine Hizmet Eden Yancılar
Dolmabahçe Sarayı, İstanbul
Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar onlarla mücadele edin. Şayet vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını görendir.
(Enfal Suresi, 39)

Dipnotlar:
97. Bekir Hazar, “Aramızda Çok Cevdet Var”, Takvim, 12.11.2015, http://www.takvim.com.tr/yazarlar/bekirhazar/2015/11/12/aramizda-cok-cevdet-var
98. Sinan Tavukçu, “Dr. Abdullah Cevdet’le İstiklal Harbi Üzerine 1922 Yılında Yapılan İlginç Bir Mülakat”, SDE, 06.02.2012, http://www.sde.org.tr/tr/authordetail/dr-abdullah-cevdetle-istiklal-harbi-uzerine-1922-yilinda-yapilan-ilginc-bir-mulakat/1043
99. “Çok Okunanlar”, Açık İstihbarat, 12.10.2011, http:// www.acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=9783
100. George Washburn, “Robert Kolej Hatıraları” İstanbul’da Elli Yıl, İstanbul: Meydan Yayıncılık, 2011
101. “Atatürk’ün Anadolu’ya Geçişi, İstanbul Hükümetinin Tutumu”, Türk Töresi, 30.12.2010, http://www.turktoresi. com/viewtopic.php?f=57&t=2745
102. “Damat Ferit Paşa”, Wikipedia, https://tr.wikipedia.org/ wiki/Damat_Ferit_Pa%C5%9Fa#cite_note-8
103. “Derviş Vahdeti”, Wikipedia https://tr.wikipedia.org/wiki/Dervi%C5%9F_Vahdeti
104. Cihan Dura, “Bir Dincinin Portresi: Derviş Vahdetî”, Cihan Dura, 01.03.2011, http://www.cihandura.com/tr/ makale/-BIR-DINCININ-PORTRESI-DERVIS-VAHDET
105. Cihan Dura, a.g.m.
106. ‘Atatürk’ün Anadolu’ya Geçişi, İstanbul Hükümetinin Tutumu’, Türk Töresi, 30.12.2010, http://www.turktoresi. com/viewtopic.php?f=57&t=2745
107. Türk Töresi, a.g.m.
108. “İngiliz Muhipler Cemiyeti”, Wikipedia, https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ngiliz_Muhipler_Cemiyeti#cite_note-ref208-5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Üst Aklı Tanımak

Dünyada sürüp giden ve ardı arkası gelmeyen karışıklıklar, çekişmeler, çatışmalar ve savaşlar, Peygamberimiz (sav)’in bildirdiği şekil...